25 Kasım 2011 Cuma

5 duyuya hitap eden şehir


 
Yeryüzünde beş duyuya seslenen başka bir yer var mıdır? Yeşilin her tonu hitap eder ilk önce insanın gözlerine.
İznik çinisinin büyüleyici kırmızısını da unutmamalı… Derken ayrıştıramadığınız, birbiri içine geçmiş, kendine özgü lezzetlere ait kokular gelir burnunuza. Bir de bu lezzetleri tattığınızda, damağınız şenlendi gitti...
Yemeğinizi bitirmeden bir uğultu işitirsiniz Bursa’da. İpek böcekleri olsa gerek… Bu mucizevî böceklerin kozasıyla üretilen ipeklerse dokunma hissinizi tatmin eder ve o an ünlü İngiliz yazar Robert Walsh’ın yanıldığını anlarsınız. Walsh: “Doğa, Bursa’yı sanki Türkler için yaratmış” ifadesini kullanır. Oysa ki Bursa, tüm biriktirdikleriyle insanlığa armağan edilmiş bir şehirdir.
O kadar çok “hoş geldin” diyen bulunur ki bu şehirde, hangisine ilk önce cevap vereceğini bilemez insan. Bir yanda kent fatihi Orhan Gazi bekler sizi, öte yandan onun torununun yaptırdığı Ulu Cami’nin gizemleri çağırır. Şehrin kalesini düşündüğünüzde ise 2 bin 200 yıl önce kente ismini veren Prusias takılır zihinlere…
Zeus’un Olimpos’tan gelen ve bugün Uludağ’da hâlâ yankılanan selamını da unutmamalı. O kadar cömerttir ki Bursa, tüm biriktirdiklerini sunar meraklılarının önüne. Binlerce yıl önce başlar bu bilge kentin öyküsü.
 
Kentin Belleğine Yolculuk
İsa’dan yüzyıllar önceydi. Mudanya, İznik derken keşfedildi Bursa’nın kent potansiyeli. Derken Bitinya Krallığı ile değişir bu bilge kentin kaderi. Bursa’nın tarih içindeki yolculuğu da bir efsanevi kişilik ile bağdaştırılır: Antik Çağ’ın strateji dehası olan, Kartaca Kralı Hannibal…
Roma İmparatorluğu’na, deyim yerindeyse “kök söktüren” bu dâhi general, Roma ile girdiği son mücadeleyi kaybedince, askerleriyle birlikte Bithynia Kralı I. Prusias’a sığınır. Hannibal’e büyük bir saygı duyan Prusias da onun şerefine, etrafı surlarla çevrili bir şehir kurar.
Kurucu Prusias’tan ötürü Prusa olarak adlandırılan bu kent, günümüzde ise Bursa olarak anılır. 11. yüzyıla gelindiğinde ise Bursa, yeni bir medeniyetle karşılaştı. Görenlerin: “Bu insanlar atlarının sırtında mı dünyaya gelmiş?” dediği bir kavmin kurduğu medeniyetin merkezi konumuna gelecekti Bursa.
1261’de İstanbul’un Doğu Romalılar tarafından geri alınmasından sonra da bir süre Bizans idaresi altında kalan İznik ve Bursa’nın kaderi Orhan Gazi’nin bu kente damgasını vurmasıyla tamamen değişecekti…
Cami, imaret, medrese, hamam ve kervansaraydan oluşan bir külliye inşa edildi ve şehir, İslam kentlerinin tipik gelişim özelliğini göstererek bu külliye etrafında gelişti. Ve Ulu Cami... 20 kubbesiyle, olağan üstü hat levhalarıyla ve bugün dahi çözülemeyen sırlarıyla, Doğu’nun tüm gizemlerini barındırır Ulu Cami.
1400 yılında, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid adına yaptırılan caminin yapım hikayesi de başlı başına bir gizemdir aslında. Niğbolu Savaşı öncesi Allah’a dua eden Sultan, zafer kazandığı takdirde 20 tane cami yaptıracağına söz verir. Savaş zaferle neticelendikten sonra pratik bir çözümle 20 cami yaptırmak yerine, 20 kubbeli bir cami yaptırılır…
 
Ulu Cami’nin Şifreleri
Ulu Cami’nin bir başka büyük gizemi de minberinde saklıdır: Ahşap oymacılığının en mükemmel ve muhteşem örnekleri arasında yer alan bu minber, başlı başına bir sanat harikasıdır. Minberin üzerine işlenmiş geometrik motiflerin arasına yerleştirilmiş şekiller, minberdeki gizem perdesinin sadece bir bölümüdür.
Her köşesine bir imgenin gizlendiği bu abide minberin tümü, kâinatı temsil etmektedir ve minberin merkezindeki geometrik şekillerin tam ortasına Güneş Sistemi işlenmiştir. Evet, Ulu Cami’nin minberine Samanyolu Galaksisi ve Güneş Sistemi’nin haritası işlenmiştir…
Eğer beş duyunuza hitap edecek kentlerin listesi yapılacak olsa, Bursa ilk sırada yer alırdı. Bursa, tüm hikâyesini sizlerle paylaşmaya can atan bir ihtiyar misali, köşesinde meraklılarını bekliyor. Doğu’nun tüm gizemlerini bir arada tutan bu kent, sırlarıyla, doğasıyla, tarihi ve medeniyet birikimiyle farklı bir âlem.
Ulu Cami, alışılmışın aksine avlusunda değil, içinde yer alan kubbesiyle son derece dikkate değer bir yapı olma özelliğini taşır. Şadırvanın hemen üzerindeki açık kubbe ise caminin her daim ışık almasını sağlayan dâhice bir çözüm. Bu ulu mabed, ferahlığını kubbesindeki pencereye borçludur. Öte yandan Bursa, sahilleri ve sahildeki sevimli yerleşimleriyle de insana ayrı bir huzur verir.
Bursa’nın yüzyıllardır gururla taşıdığı niteliklerden biri de “yeşil”dir. Görenleri kendine hayran bırakan Yeşil Bursa’nın tarifini, her halde en iyi ünlü bestecimiz Cemal Reşit Rey’in ağabeyi Ekrem Bey yapmıştır:
“...Adeta parıldar,  en açık yeşilden en koyusuna kadar gider, karışır ve harikulade bir levha arz eder. En ufak bir rüzgarda hışırdayan bu nebati nehir hakiki bir nehirden daha hassastır...”
Çok yönlülüğüyle dikkat çeken Bursa’nın bir başka yönü de yeşiliyle doğru orantılı olarak gelişen tarımdır. Özellikle şeftali, kestane ve dut ağaçlarıyla öne çıkan Bursa’nın ülke tarımına yaptığı katkı da oldukça fazladır.
 
Bursa Mutfağı
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olan Bursa, sonraki yüzyıllarda her ne kadar başkent değişse de Osmanlı için her daim “baba ocağı” özelliğini korumuştu. Bir anlamda sonraki yüzyıllarda da Osmanlı’nın manevi başkentliğini yapan Bursa, Osmanlı Mutfağı’nın çekirdeğini oluşturan bölgelerden biri olma özelliğini elinde tutmaktadır.
Sayısız köfte ve kebap çeşidiyle birçok tatlıyı dünya mutfağına armağan eden Bursa’nın gastronomi sanatına en büyük hediyesi şüphesiz İskender kebabıdır.
Geçmişin değerleriyle geleceğe yol alan Bursa’nın iklimi ise bir başkadır... Her mevsimin ayrı bir güzellikte yaşandığı bu ihtiyar şehir, dört mevsimin tüm bereketiyle karşılar misafirlerini. Deniz ana ve doğa ana özenle armağan etmiştir sanki bu kenti.  Tabiatın tüm cömertliğine tanık olabileceğiniz bu şehir, tüm birikimleriyle misafirlerine vakur bir selam gönderir...
Bursa’ya 20 km uzaklıktaki Mudanya, Bursa’nın en eski liman kentlerinden biridir. Bursa ile Mudanya’nın kaderleri sanki ortak yazılmıştır. Her iki kent de her zaman birbirine muhtaç olmuştur. Deniz ana Mudanya’dan tutmaktadır Bursa’nın elini ve böylece açılır Bursa, Dünya denizlerine...
Bursa’nın sanata armağanı Karagöz ile Hacivat’ın, Orhan Gazi devrinde yaşadığı rivayet edilir. Bu iki kafadarın didişmesi o kadar keyif vermiştir ki seyredenlere, onlar öldükten sonra kuklalarıyla devam etmiştir bu gelenek.
Bursa, tarihi kalesiyle de kurucusu Prusias’ın izlerini taşımaktadır. Kale,  İ. Ö. 2. yüzyılda Kartaca Kralı Hannibal’ın şerefine kurulan Prusa’nın bu hatırasını saklamaktadır belleğinde. Öte yandan Hanlar Bölgesi de Bursa’nın ayrı bir değeridir. Geleneksel mimarinin yaşayan unsurları olan bu kültür mirasları, dokusunu da muhafaza etme başarısını göstermiştir.
İskender Kebabı, Bursa’nın Dünya mutfağına armağan ettiği önemli bir lezzettir.
Zengin konaklama seçenekleri sunan Bursa, her türden misafirleri tatmin edecek niteliklere sahip. 
Bursa’nın Dünya mutfağına armağan ettiği lezzetleri denemek ise ayrı bir keyif.  İskender kebabı ise en özeli...
Şehrin birbirinden keyifli mekânları, dinlenme fırsatının yanında, olağan üstü Bursa manzaralarını da misafirlerine armağan ediyor.
Bursa’da  Ulaşım için çeşitli bilet alternatifleri mevcut. “Bukart”ların kısa mesafeler ve tüm hatlar için geçerli olan  türleri bulunmaktadır.  
Bursa, geleneksel sanatların yaşadığı bir merkez. Bursa Belediyesi bünyesindeki Busmek, verdiği kurslarla bu sanatların yaşamasına özen gösteriyor.
Bursa’da tadına bakılması gereken, az bilindik lezzetlerden biri de tahinli pide. Bursa’ya özgü bu pide, son derece besleyici bir lezzet. 
Alışveriş yapmadan Bursa’dan dönmek, çok şeyi kaçırmak anlamına gelir. Kentin kapalı çarşısı her keseye uygun hediyelere sahip
 
Bursa’da Zaman…
Bursa’da zaman içinde bir yolculuk yapmak isterseniz iki alternatifiniz var: Ya üstad Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” şiirini okuyacaksınız ya da tarihi Koza Han’ın avlusunda oturup, çayınızı içerken gözlerinizi kapatacaksınız. Her ikisi de bu kadim Osmanlı başkentinin eşsiz ruhunu hissetmenizi sağlayacaktır. 
İznik çinileri, Türk el sanatlarının en iyi örneklerinin üretildiği bir merkez olarak bu ekolü devam ettiriyor. 14. yüzyılda başlayan bu geleneğin ilk örneklerini Bursa Yeşil Cami ve Yeşil Türbe’de görebilmek mümkün.
Şehirde her an canlı müzik dinleyebileceğiniz mekânlar bulmanız mümkün. Bursa, sokakta yürürken bir enstrüman sesiyle sizi kendine çekebilecek mekânlarıyla farklı yönlerini de sergiler.
Uluabat Gölü, bünyesinde barındırdığı bir çok canlıyla görenleri kendine hayran bırakır. Gölün kuzey kıyısında yer alan Eskikaraağaç Köyü’nde ise her yıl 12 - 14 Mayıs tarihleri arasında Leylek Şenliği yapılır.
Bursa’daki Anadolu Arabaları Müzesi, araba sanayinin geçmişini gözler önüne seriyor.  Anadolu’nun çeşitli yerlerinden toplanan motorsuz araçlarla genişletilen koleksiyon, Anadolu arabalarının bütünlük içinde sergilendiği ilk müzedir.
Bursaspor kent hayatının vazgeçilmezlerindendir. Maç günleri Atatürk Stadyumu’nun çevresindeki coşku ise görülmeye değer. 2010-11 sezonunda şampiyon olan Bursaspor, gelecekte birçok başarı kazanacağa benziyor.
Yazı : Sinan Ceco       
Foto: Ömer Orhun      
   Kaynakça:
   SkyLife
- Nisan 20
11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder