24 Şubat 2009 Salı

İpek diyarı ve taht şehri bursa (Evliya çelebi)

İpek Diyarı ve Taht Şehri Bursa

Kalesini kimin yaptığı belli değildir. Kalenin temeli yalçın kaya üzerine kurulmuştur. Şekli kareden uzuncadır. Uzuncası doğudan batıya olan yönüdür. Kuzey yönü yüksek olduğu gibi altı da uçurumdur. Üç tarafında asla hendek yoktur. Pınarbaşı, Değirmenler Mahallesi, Leben Mahallesi tarafları derin hendektir. Zamanla hendekleri imar edilmemiştir.Celâli Kara Yazın, Arap Said, Kâlenderoğlu adlı eşkıyalar kuşatarak hendeklerini toprakla doldurmuşlardır. Ama kalenin dört çevre temelinde gözüken taşlardan her biri hamam kubbesi kadardır. Bu da gösteriyor ki kale insanoğlu yapısı değildir.Kale sonraları İzmir Kiralı kadın '"Fidka"nın eline girmiş, bazı burçları ve kuleleri tamir edilmiş olduğundan üzerinde Yunan dilince tarihleri vardır.Kale, Keşiş Dağı'nın (Bugünkü Uludağ) eteğinde olduğundan lodos ve doğu rüzgârlarından emindir. Şehrin evleri kuzey tarafına bakar. Bu evlerin pencerelerinden Filedar Ovası bukalemun resmi gibi gözükür. Kalenin çevresi 10.000 adımdır. 6000 bedeni, 67 kulesi, 5 kapısı vardır. Güney tarafına açılanları Pınarbaşı, Zindan Kapıları'dır. Batıya açılanlar Kaplıca, Balıkpazarı Kapıları'dır.
Kale uzun müddet Rumlar elinde kalmıştı. Konya'daki Selçuklular 7 defa yedişer, sekizer ay kuşatmışlarsa da kış geldiğinden bezginlik getirerek Konya'ya geri dönmüşlerdir.Beğliği zamanında Osmancık dahi 3 defa kuşatmış, üçünde de fethedemeden dönmüştür. Sonra kendisi nikris (= damla) hastalığına tutulup oğlu Orhan Gazi'yi 80.000 askerle (Tabii, Osman Gazi'nin bu kadar askeri olmasına imkân yoktur.. Bunun onda birine malik olmuş olabilir) Bursa'ya göndermiştir. Onlar da kuşatarak Kaplıca tarafında, Pınarbaşı'nda birer büyük kule yapmaya başlayıp 7 ayda bitirebilmişlerdir. Sonra tekrar kuşatmaya başlamışlar, Kaplıca tarafından Orhan Beğ, Pınarbaşı tarafından kardeşinin oğlu Temür Beğ, dağ tarafından Balabaneık Beğ kuşatarak Kâfirleri son derecede sıkıştırmışlar, dışarıdan gelen imdatçıları kılıçtan geçirmişlerdir, O sırada kaleye sığınmış Kâfirler'de kıtlık olmuş, nihayet bir yıl kuşatmadan sonra kale "vere" ile (Bir kalenin içindekilerin çıkıp gitmesi şartı ile teslimi) Orhan Gazı'ye teslim edilmiştir. Tarihi 726 dır (=8 Aralık 1325 - 26 Kasım 1326). Orhan Gazi seğirterek babasına vardıkta onu ölüm halinde bulmuş, "müjde, Bursa fetholundu" der demez, Osman Gazi ruhunu teslim etmiştir.Orhan Gazi, Bursa'ya gelerek müstakil padişah olmuştur. Osman Gazi, İç Kale'de gömülmüştür. Ulu ziyaretgâhtır. Babası Ertugrul Gazi'nin beğliğinde 70 tane şehir fethetmiştir. Önce Akça Koca'nın eliyle Kocaeli fethedilmiştir. İkinci olarak İznik civarında Yalakabad.Osman Gazi, Seyidlerden Şeyh Ede Balı (Seyid falan değildir. Ahi şeyhidir ve Türk'tür. "Ede" kelimesi de ağabey demek olduğuna göre aynı anlamdaki (226. nota bak) Balı ile birlikte kullanılması Türk gramerindeki pekiştirme kaidesinin icabı olmalıdır) adlı azizin kızını almış, Orhan Gazi o kızdan doğmuştur. Orhan" Gazi'nin ilk hutbesini Ede Balı'nın akrabasından Dursun Fakih okumuştur.Bursa yeni fetholunduğundan Kayseri, Konya, Niğde, Aydın, Saruhan, Lârende, Darende, Maraş. taraflarından Müslümanlar gelip oturdular.Orhan, denizler kadar askerle düşmanlarına şahin yuvasından süzülüp intikam aldı; ganimetle Bursa'yı mamur etti. Belh, Buhara, Horasan taraflarından nice erenler (Buradaki "erenler", evliyalar ve ileri gelen tarikat şeyhleri manasınadır) gelip yerleştiler. Bu anda dahi Bursa mamur olmaktadır.Bursa'daki Büyük Yapılarİç kalesi 2000 evdir. Kat kat büyük saraylardır ama bağ ve bahçeleri yoktur. Dar evlerdir. 7 mahalle, 7 cami, 1 hamamı vardır. Çarşısında 20 dükkânı vardır.Sultan Orhan Camisi: İç Kale'dedir. Boyu ve eni 110 ayaktır (Evliya Çelebi bu kelimeyi adım mânâsında kullanmış olmalıdır. Bunun, İngiliz ölçüsü olan ve yaklaşık olarak 33 santim gelen ayakla, tabiî, hiçbir ilgisi yoktur). Bir minaresi vardır. Orhan Gazi burada gömülüdür. "Orhan Davulu" dedikleri kırmızı kılıflı (Metinde "kılıklı") büyük davul bu caminin bir kemerinde asılıdır. Osmanlı Devleti'nde önce bu davul çalınmıştır, önceki Padişahlara mahsus saray da bu kalededir. Fatih'e gelinceye kadar Padişahların sarayı bu idi. Fakat Hüdavendigâr Gazi bazen Edirne Sarayı'nda otururdu.
Şimdi bu saraylara rağbet kalmamıştır. Boştur. Ama yine Serdarları ve Bostancıları vardır.Bu îç Kale'nin anayolları büyük taşlarla kaldırım döşelidir. Evleri eski tarzdadır. Bazılarının temeli Kâfirlerden kalmıştır. Taş ve tuğla duvarlarında tarihler yazılıdır ki bu evlerin ne zaman yapıldıklarını gösterir. Evleri güzel kagir binalardır ve hep kiremitle örtülüdür. Her evin sanâtkârane, servi gibi ocakları, birbirinden güzel şişhaneleri, yuvarlak duman yok edicileri, kale içinde yer yer servi, ceviz ağaçları, üzüm ağaçlan vardır. Suyu ve havası güzeldir. Yüksek yer olduğu için halkı sağlamdır.Bursa'nın Hâkimleri: Fatih Sultan Mehmed Han'dan beri Anadolu Eyaleti'nin merkezidir. Hüdavendigâr adıyla bir Sancak Paşası hâkimdir. Padişah tarafından Hası Hümâyunu 618.079 akçadır. Sancağında 420 zeamet ve 1005 tımar olup Alaybeğisi, Çeribaşısı, Yüzbaşıları vardır. Savaşta kanını üzere Cebelileriyle Alaybeğlerinin sancağı altında silâhlı seçme asker toplanır. Paşası dahi 500 askerle sefere katılır. 500 akçalı üstün bir mollalıktır. Bursa'dan azlolunanlar Edirne ve İstanbul Mollası olurlar. Yüce bir mansıbdır. Yıllık 40.000 kuruş hasıl olur.Şehir içinde 7 Mahkeme Naibi vardır. Kite, Filedar, Apolyund, Kestel, Çukurca nahiyelerine İstanbul tarafından Yeniçeri Çukadarı; pazara giden Saray Kapıcılarından bir Kapıcı Muhzirbaşısı, Padişah'ın tevcihi ile hükmeder. Oda Yeniçeri Bursa Ağası, Cebeci Çorbacısı, Yirmi Yeniçeri Debeneği Kolluğu, Sipah Kethüda Yeri, Nakîbüleşrâfı, Mizan Harir Emini, Gümrük Emini, çöplük Subaşısı, Muhtesib Ağası, Ayak Naibi, bunların hepsi asmaya, idama yetkilidir. Zira şehir büyüktür.Aşağı Kale: Eğri Fatihi III. Sultan Mehmed çağında Kara Yazıcı, Kalenderoğlu, Deli Hasan, Cennetoğlu adlı Celâlîler'in Bursa üzerine hücumlarını Bursa ileri gelenleri işitip Padişah fermanı ile şehrin üç tarafına burçlu, kuleli, köşeli, dirsekli, her tarafı mazgallı yalın kat bir kale yapmışlardır ama okadar sağlam değildir. Bu da Keşiş Dağı'nın eteğinde doğudan batıya büyük bir şehirdir. Uzunluğu bir, genişliği yarım fersahtır. Çepeçevre İç Kale'nin üç tarafını sarmış olan bütün etrafı 15.000 adımdır. Duvarları o kadar yüksek değildir. Tatarlar Kapısı tarafında hendeği vardır. Başka cihetlerinde yoktur. Hendeğe de ihtiyaç görülmez. Çünkü gayet sulu yer olduğundan düşman gelip duramaz. Yer yer kuleler üzerinde toplar ve mazgalları çoktur. Fakat îç Kale'de cebehane ve top pek çoktur.Bayramlarda, donanmalarda büyük şenlikler olur. Dizdarı vardır. Şehrin 6000 den çok gece bekçisi vardır. Kapılarının bazısı demir kanatlıdır. Her kapının üzerindeki kulelerde tahtadan ziynetli mazgal yerleri koymuşlardır. Düşman kapı önüne gelse bu deliklerden taş, humbara bırakılır.Doğu yönünde Tatarlar Kapısı, kuzey yönünde Filedar Kapısı vardır. Hasan Pasa Kapısı ve daha başka kapılan da vardır.
Bu kalenin iğinde mamur, kat kat, eski tarzda 23.000 ev vardır (Bu rakkam mübalağalıdır. Her eve 5 kişi hesabıyla Bursa'da 115.000 kişi olması icab eder ki 17. Yüzyıl ortası için imkânsızdır). Yukarı iç Kale'de Padişahlara mahsus büyük bir saray olup içinde 3 hamamı, 600 dükkânı vardır. Dar yerde olduğu için bahçesi yoktur.Bu şehirde 176 Müslüman mahallesi, 7 Ermeni mahallesi, 9 Kum mahallesi, 6 cemaat Yahudileri, 1 Çingene mahallesi, Muradiye yolu üzerinde 1 de Miskinler (= cüzzamlılar) Mahallesi vardır.Bu şehir düz bir yerde olup Yukarı Kale eteğindeki evler, imaretler, Ulu Cami semtleri şehrin yüksek yerine düşmüştür. Kuzey cihetinde, bir saat mesafede bulunan Filedar Ovası'ndan güneşin ışınları vurunca bu şehrin, Keşiş Dağı eteğinde mavi kurşunla süslenmiş olan han, hamam, mescit, Selâtin camileri ve kat kat çarşılarını temaşa edenler hayran kalır.Bu şehir, Filedar Ovası'ndan acayip, garip bir manzara teşkil eder. Gördüğüm şehirlerin hiçbirine benzemez. Ruhaniyetli bir şehirdir. Burada olan büyük evliyalar, müfessirler, muhaddisler başka diyarda yoktur. Olsa olsa Bağdat'ta vardır.Güney tarafında olan Keşiş Dağı sanki hayat suyunun madenidir. Çünkü bu büyük dağdan 1060 tane adı, sanı ile malûm hayat suyu kaynaklar gibi akıp her yeri sular. Yukarıda yazılan büyük saraylara yeraltı su yolları ile bölüştürülmüştür, öylece evden eve gider.Yemiş ağaçları, çiçekleri, hele erguvan ağacı boldur. Yılda bir defa Emir Sultan Hazretlerinin erguvan toplantısı olup her yerden pek çok insan toplanır ki bu büyük derneğin tarifinden kalem âcizdir. Böyle bir topluluk ancak Emir Sultan şevkiyle olur.Memleketi güzel, halkı sevimli, tarlaları çok, nimetleri fazla, suyu ve havası hoş mamur ve büyük bir şehirdir. Anadolu'daki büyük şehirlerden biri de bu Bursa'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder